19 Nisan 2011 Salı

Şizofren Replikler-11


39

Şeyyyy… hmmm… şeyyy yanii..

Bi durur musun orada ? bişey konuşmam gerek seninle…
Yok hayır ne olursun ne olduğunu merak etme… dur sadece, dur. önemli birşey söyleyeceğim hissine kaptırma kendimi.
belki duydun daha önce, belki de ilk olacak bu kelimelerin kulağının içinden geçmesi. Neyse… aslında ilgilendirmiyor beni. ne ilk ne de son olması. dur sadece ve duy söyleyeceklerimi.

söyle.

söylemek kolay olsa ben söylerdim zaten söylemem gerekenleri, duyman gerekenleri; yapardık eminim olması gerekenleri.



40

inan, inanmak gelmiyor içimden. böyle yıllar sonra tekrar aynı şeyleri söyleyecek olmam, farklı bedene. inanmayabilirsin belki bir deli olarak ben akıllının söylediklerine. ama bu, söyleyeceklerimin gerçek olduğu gerçekliğini değiştirmeyecek. yani sonuna kadar gerçek, sahte insanların evreninde, bu söyleyeceklerim sahte evrenin üstünde, yeni bir hece.



41

bak şimdi, gördüğün gibi yıllardır buradayım, akıllılar gezegeninde. tam sayısını bilmiyorum; ama yüzelliyle yüzyetmiş arası birşey heralde. bu kadarız yani biz.
sizin gibi yedimilyar tane değiliz. yaşamak zor cidden yedimilyar deli aynı kutuda. biz bu kadar akıllı zor yaşıyoruz nerdeyse burada.

söyler misin?
öyle mi, yani zor mu yaşamak onca deli ?

lütfen deli dedim diye darılma. yedimilyar tane olunca, akıllılar deli diye görünür sizlere, siz deliler akıllısınızdır kendinizce. ama delisiniz yani, delisiniz. böyle deli zanettiğiniz akıllılar var ya, işte onlardan daha da delisiniz…

ama sen farklısın biliyor musun ?

yok hayır tabiki de delisin, ama farklı deli. tek farkın benim konuştuğum bir deli olman hepsi bu. normalde delilerle konuşmamda.
sana bir şey soruyum mu ?

peki.
sence de
“Bizim bulunduğumuz yerde olan herşey, bizim yüzümüzden mi ?” (Barda)
seviyorum filmlerden replikleri ayıklamayı.
hee ne dersin ? gerçekten öyle mi ?

o zaman senin burda olmana sebep ben-im, benim burda olmama sebep sen. biz birbirimizin sebebiyiz öyleyse. bak şimdi farkettim biz “biz” olabilmişiz.
neyse, boşverelim şimdi, beni, seni, biz-i. daha önemli işlerimiz vardır değil mi ?

mesela mı ?

mesela…
evet buldum.
mesela sen yedimilyar insana deli oldukları gerçeğini kabul ettirebilirsin. televizyonlar, radyolar, gazeteler var.
sesini duyurabilirsin, herkesin beynine yavaş yavaş deli olduklarını empoze edebilirsin.

yıllardır en akıllı sensin, en çalışkan sensin… diye diye insanların bu yalanları gerçek sanmasını sağlamadılar mı ?
sen de insanlara artık gerçeği gösterebilirsin, evet bunu başarabilirsin.
sizler yıllardır, “size sunulan dünyanın gerçeğini kabullendiniz.” (The Truman Show)
artık gerçek gerçeği görmenin vakti gelmedi mi sence ?

ben ?
ben…
evet ben de birşeyler yapacağım.
şu an yemek saatimi kaçırıp aç kalmamak için, yemekhaneye koşmak güzel fikir bence.
evet, bak ben bi yerden başlıyorum, sıra sende,
hadi
hoşçakal.


42

efendim doktor.

onunla ne mi konuştum ?
hıhhh…
dünyayı kurtarabileceğini söyledim.

ve sanırım bana inandı.

Celal YILDIZ

01:35 / 12 Haziran 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder